18 Aralık 2012 Salı

İnsanın asla itirafa yanaşmadığı tek gerçek, sevabına karşılık günahla ödüllendirilmek arzusudur.
Alain

4 Aralık 2012 Salı

Yarın Nelere Gebe?

Nasılsınız Canlar! Acemi Gay'inizi unutmamışsınızdır inşallah.

Hayatım nasıl gidiyor diye sorarsanız; kâh tiyatronun aynı perdesini farklı figüranlar ile oynuyor kâh kadim oyuncular ile yeni senaryolar deniyor, bazen eski defterleri kapatıp temiz sayfalar açıyor, kimi zaman ise tozlanmış raflardan indirilen dosyalar ile dertlenip demleniyorum. Ve zaman akıyor, geçiyor, bitiyor, tükeniyor. Onu değerli kılacak, ona anlam katacak birisi ise...

Hüzün dalgaları arasında boğuşurken tek bir küçük olay ya da bir umut ışığı bile beni mutluluk sahillerine ulaştırabilirken, ardından gelen bir sendeleme beni yeniden karanlık dehlizler arasına itebiliyor. Bu birbirini kovalayan dönemler şaşmaz bir saat gibi hep aynı hızda, şekilde ve tarzda ilerlerken, içindeki özneler ve   nesneler bu döngünün katil dişleri arasında öğütülmekten kurtulamıyor. Geriye kalan ise silinik anılar, ezilmiş ve parçalanmış yaşanmışlıklar, kırılmış kalpler, telafisi mümkün olmayan yanlış anlaşılmalar... Ne yazık ki bu başkalaşmalar, değişmeler çok değer verdiğin duygularını da un ufak edebiliyor, gözünün yaşına bakmadan. Ama belki de olması gereken budur. Bu yol ile gerçekten pişip bir noktaya varacağız ve artık geçmişteki vahim olaylar bize acı veren hatıralar yerine bizi biz yapan tecrübeler olacak.

Hayat yaşamaya değer, küçük de olsa umudun var olduğu müddetçe. O umudu kaybetmeye de gerek yok. Yarının bize ne getireceğini bilemeyiz çünkü...